Türkiye’de bedelli askerlik uygulaması son yıllarda sıkça gündeme gelmekte ve bu durum, askerlik yükümlülüğünü yerine getiren bireyler için çeşitli hakların doğmasına neden olmaktadır. Özellikle bedelli askerlik hizmetini tamamlayanların kıdem tazminatı alıp almayacağı ile ilgili tartışmalar, 2023 yılı itibarıyla istinaf mahkemesinin verdiği emsal kararla yeni bir boyut kazanmıştır. Bu haberimizde, bedelli askerlik yapanların kıdem tazminatı talep etme hakkı ile ilgili detayları inceleyeceğiz.
Bedelli askerlik, bireylerin askerlik görevini yapmak üzere belirli bir ücret ödeyerek muafiyet elde etmeleri anlamına gelir. Türkiye'de 2011 yılından bu yana uygulanan bu sistem, birçok bireyin askerlik sürecini hızlandırmakta ve aynı zamanda ekonomik yükümlülüklerini de hafifletmektedir. Fakat bedelli askerlik yapanların iş hayatındaki hakları, özellikle kıdem tazminatı konusunda belirsizlikler taşımaktadır. Geleneksel olarak, kıdem tazminatı hakkı, işyerinde belirli bir süre çalışma koşuluna bağlıyken, bedelli askerlik yaptıkları süre zarfında çalışıp çalışmadıkları noktasında mühim detaylar ortaya çıkmaktadır.
Kıdem tazminatı almak için öncelikle işçinin, iş yerinde en az bir yıl çalışmış olması gerekmektedir. Ancak, bedelli askerlik süresi boyunca çalışmanın da dikkate alınıp alınmayacağı konusunda yapılan tartışmalar, iş hukukunda önemli bir anlaşmazlık yaratmaktadır. İstinaf mahkemesi, bu bağlamda verdiği kararla, bedelli askerlik yapanların kıdem tazminatı talebinin önünü açarak, bu tür durumların hukuk boyutunu önemli ölçüde genişletmiştir.
İstinaf mahkemesinin verdiği karar, bedelli askerlik yapan bireylerin kıdem tazminatı alabileceği yönünde olmuştur. Mahkeme, davacı kişinin, bedelli askerlik süresi boyunca çalıştığı süreyi, kıdem tazminatına temel olacak kıdemin hesaplanmasında dikkate alınmasının gerektiğine hükmetmiştir. Bu karar, sadece davacı için değil, benzer durumlarda olan diğer bireyler için de emsal teşkil etmektedir.
Mahkemenin kararına göre, bedelli askerlik süresince çalışmaya devam eden bireyler, tıpkı normal bir şekilde çalışan çalışanlar gibi sahip oldukları hakları koruyabilirler. Bu durum, işverenlerin bedelli askerlik yapan işçilerine yönelik tutumlarını, ekonomik ve sosyal açıdan gözden geçirmelerine neden olmaktadır. Nitekim, bedelli askerlik süresince çalışanların bu süreye ilişkin haklarını kullanmaları, iş hayatındaki dengeyi sağlamak adına son derece önemli bir adımdır.
Kararın, işçi ve işveren ilişkilerinde yol açabileceği hukukî sonuçlar da göz önünde bulundurulmalıdır. İşverenlerin, bedelli askerlikten yararlanan işçilerini ne derece ayırt etmeden çalıştırabileceği, sosyal güvenlik ve iş güvencesi açısından büyük bir önem taşımaktadır. Aynı zamanda, bu tür durumların daha geniş kitlelere nasıl yansıyacağı, iş hukuku ve askerlik konusundaki hukuksal tartışmaları da beraberinde getirecektir.
Söz konusu karar, aynı zamanda işverenlerin, bedelli askerlik yapan bireylerin kıdem tazminatı taleplerine karşı daha dikkatli olmaları gerektiğini ortaya koymaktadır. İşyerindeki çalışma sürelerinin, çalışma günlerinin ve bedelli askerlik süresinin art arda gelmesi durumunda, kıdem hesaplamalarının nasıl yapılacağı, yeni bir tartışma alanı yaratmaktadır. Dolayısıyla, işverenler ve çalışanlar, bu konularda duyarlı olmaya ve hukuki süreçleri takip etmeye devam etmelidir.
Sonuç olarak, istinaf mahkemesinin bedelli askerlik yapanların kıdem tazminatı alma hakkı ile ilgili verdiği emsal karar, Türkiye’de iş hukuku alanında önemli bir ilerleyiş olduğunu göstermektedir. Bu kararın, benzer durumlarda bulunan bireyler için yeni bir umut ışığı olacağı ve adaletin yerini bulması anlamında değerli bir örnek teşkil edeceği kaçınılmazdır. Bedelli askerlik uygulamasının sosyal ve ekonomik etkileri üzerine yapılan değerlendirmeler, ilerleyen dönemlerde daha fazla dikkat çekmeye devam edecektir.