Cilt kanseri, dünya genelinde en yaygın kanser türlerinden biri olmasının yanı sıra, erken teşhis edildiğinde tedavi şansı oldukça yüksek bir hastalıktır. Ancak pek çok insan, cilt kanserinin belirtilerini göz ardı edebilmekte ya da bu belirtileri geç fark edebilmektedir. Dermatologlar, cilt kanserinin erken safhalarında gözden kaçırılan bazı belirtiler hakkında halkı dikkatli olmaya çağırıyor. Bu yazıda, dermatolog tarafından açıklanan ve çoğu zaman göz ardı edilen iki önemli belirtiyi inceleyeceğiz.
Cilt kanseri; melanom ve non-melanom olmak üzere iki ana türde karşımıza çıkmaktadır. Melanom, cilt kanserinin en agresif türüdür ve genellikle pigment üreten hücrelerde (melanosit) başlar. Non-melanom ise genellikle daha yavaş büyür ve cilt yüzeyinde daha az tehlikeli lezyonlar olarak kendini gösterir. Her iki tür de vücudumuzun farklı bölgelerinde ortaya çıkabilmektedir, bu nedenle ciltteki değişikliklerin yakından takip edilmesi gerekmektedir.
Cilt kanserinin en yaygın belirtileri arasında yeni veya mevcut bir benin şekil, boyut veya renk değiştirmesi yer almaktadır. Bunun yanı sıra, deride ortaya çıkan yaralar, kaşıntı, kanama gibi durumlar da dikkate alınması gereken hususlardandır. Ancak dermatologlar, kişinin kendi kendine muayene ederken özellikle gözden kaçırdığı iki önemli belirtinin üzerinde durmaktadır. Bu belirtiler; ciltteki düzensiz yaraların ve "benin" etrafındaki alanın değişmesi olarak öne çıkmaktadır.
İlk belirti, ciltte görülen düzensiz yaralardır. Eğer cildinizde daha önce olmayan bir yaralanma meydana geldiyse veya mevcut bir yaranız varsa, bunun geçmeyen, kanama yapan ya da uzun süre iyileşmeyen bir yara olduğuna dikkat etmelisiniz. Cilt kanseri, vücudun herhangi bir yerinde düzensiz yaralar oluşturabilir ve bu yaraların iyileşmesi uzun zaman alabilir. Aslında, deri kanseri hücreleri vücudun birçok yerinde ortaya çıkabilmekte ve tedavi edilmediğinde hızlı bir şekilde ilerleyebilmektedir. Bu nedenle, ciltteki her düzensiz yaranın dikkate alınması ve mutlaka bir dermatolog tarafından değerlendirilmesi gerektiği vurgulanmaktadır.
İkinci belirti ise "benin" (nevi) etrafındaki alanın cilt rengindeki değişmelerdir. Eğer mevcut bir benin etrafında açık veya koyu renk değişimi, kaşıntı ya da kanama gözlemlerseniz, bu durum cilt kanseri için potansiyel bir işaret olabilir. Dermatologlar, benlerin şeklini ve rengini doğru bir şekilde izlemenin önemini vurgulamaktadır. Benin şekli, boyutu ya da rengi değiştiğinde mutlaka bir uzman tarafından muayene edilmelidir. Bu değişiklikler, early stage olarak bilinen ve tedavi edilmesi kolay olan durumların habercisi olabilir.
Olası belirtiler herhangi bir zamanda fark edilebilir, bu nedenle düzenli dermatolojik kontrollerin yapılması önerilmektedir. Özellikle güneş ışığına maruz kalma, cilt tipinin açık olması, ailenizde cilt kanseri öyküsü bulunması gibi faktörler riskinizi artırabilir. Bu nedenle, bu tür belirtileri her zaman ciddiye almalı ve herhangi bir anormallik gördüğünüzde hızlı bir şekilde uzman bir dermatolog ile görüşmelisiniz.
Sonuç olarak, cilt kanseri teşhisi zor olabilecek bir durumdur, ancak belirtilerini tanımak ve gözlemlemek hayat kurtarıcı bir adım olabilir. Gözden kaçırılmaması gereken yaralar ve benlerdeki değişiklikler konusunda dikkatli olmak, cilt sağlığınızı koruma açısından hayati öneme sahiptir. Unutmayın, cilt kanseri erken teşhisle tedavi edilebilir, bu yüzden kendi cildinizi düzenli olarak kontrol etmeyi ihmal etmeyin!