Türkiye’nin iki büyük şehri İstanbul ve Ankara, bu hafta sonu öğrencilerin kitlesel eylemlerine ev sahipliği yaptı. Öğrenciler, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomalarının iptal edilmesine ve gözaltına alınan arkadaşlarına yönelik başlatılan baskılara karşı protesto düzenlediler. Bu eylem, gençlerin demokrasi, adalet ve özgürlük taleplerini bir kez daha haykırdığı bir etkinlik olarak dikkat çekti. Öğrencilerin, özgürlüklerini ve haklarını savunma konusundaki kararlılıkları, atılan sloganlarda ve taşıdıkları pankartlarda açık bir şekilde dile getirildi. Eylemciler, Türkiye’deki eğitim sisteminin ve demokrasi anlayışının sorgulansa da, seslerinin duyurulmasının önündeki engelleri aşacaklarını vurguladılar.
Eylemlerde, öğrencilerin talepleri oldukça netti. “Diplomalarımızı silmekle bizi susturamazsınız” sloganı eşliğinde, okul eğitimlerinde ve kariyerlerinde sağladıkları başarıların ve kazanımlarının yok sayılmasına tepki gösterdiler. İmamoğlu'nun diplomalarının iptali, sadece bir siyasi kriz olarak kabul edilmedi; aynı zamanda eğitim hayatında adil bir yaklaşım bekleyen gençler için bir dönüm noktası haline geldi. Öğrenciler, demokratik hakların ve özgürlüklerin tanınması gerektiğini düşünerek, İstanbul ve Ankara’da buluştular. “Sokakta değil, okulda kalmak istiyoruz” diyen gençler, eğitimde yaşanan sorunları ve haksızlıkları gündeme getirdi.
Öğrencilerin bu eylemi sadece İmamoğlu'nun durumu ile sınırlı kalmayıp, daha geniş bir sosyal adalet talebinin ifadesi olarak görülmeli. Gençler, sadece kendi geleceğini değil, tüm toplumun adalet ve eşitlik mücadelesini de üstleniyor. Gözaltılar üzerine yapılan konuşmalarda, “Eğitim hürriyetimiz elimizden alınamaz” denildi ve gençlerin dayanışma çağrıları yapıldı. Bu bağlamda konuşan öğrenci liderleri, sosyal medyada da bu tür haksızlıklara karşı çıkmaya devam edeceklerini ifade ettiler. Eylemler sırasında yapılan konuşmalarda, hükümetin baskıcı politikalarına karşı çıkmayı sürdürmekte kararlı olduklarını belirten birçok öğrenci, özgür bir toplum için birlik olmanın önemini vurguladılar.
Tüm bu gelişmeler, toplumda daha geniş bir tartışma başlatırken, öğrencilerin, siyasi konular üzerindeki duyarlılıkları ve aktif katılımları dikkat çekici bir boyuta ulaştı. Özellikle üniversite kampüslerinde toplanan gençler, eğitim sisteminin yanı sıra, genel olarak siyasi hakları konusunda da daha fazla ses çıkarmaya, birlik ve dayanışma içinde hareket etmeye çağrıda bulundular. Gözaltılara ve siyasi baskılara karşı seslerini yükselten gençlerin, hem İstanbul hem de Ankara’daki bu eylemleri, Türkiye’nin geleceğinde özgürlük arayışının simgesi haline geldi. Öğrencilerin bir araya gelerek ortaya koyduğu bu kararlılık, Türkiye’nin dört bir yanında benzer eylemlerin ilham kaynağı olabildiğinin bir göstergesi.
Öğrencilerin katılımları, sadece İmamoğlu’na yönelik bir destek olarak kalmayıp, geniş bir toplumsal adalet mücadelesinin temsilcisi oldu. İmamoğlu’nun adalet arayışına karşı duyulan tepki, gençlerin sosyo-politik bilinçlerinin artmasına ve bu bilinç doğrultusunda hareket etmelerine katkıda bulunuyor. Sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlar ve eylem görüntüleri, gençlerin kendilerini ifade etme biçimlerini çeşitlendirirken, aynı zamanda kamuoyunun dikkatini de bu önemli meseleye çekmeyi başardı. Gelecek günlerde daha fazla katılımla pekişeceği öngörülen bu tür eylemlerin, Türkiye’nin siyasi ikliminde daha fazla değişim yaratması umuduyla, öğrenci hareketleri üzerindeki bu baskıların sona ermesini bekliyoruz.