Uluslararası Para Fonu (IMF), dünya genelinde artan kamu borçlarının bir ekonomik kriz yaratma potansiyeline sahip olduğunu belirterek, bu konuda acil önlemler alınması gerektiği uyarısında bulundu. Küresel ekonomi, COVID-19 pandemisi sonrası toparlanma sürecinde iken, mali yüklerin artması pek çok ülkenin ekonomik istikrarını tehdit ediyor. IMF, borç seviyelerinin yükselmesi sonucunda ülkelerin sürdürülebilir mali politikalar yürütme kabiliyetinin zayıflayabileceğine dikkat çekti. Özellikle gelişmekte olan ülkelerin, yüksek borç seviyeleri ve artan faiz oranları ile karşı karşıya kaldığı bu dönemde, gerekli önlem ve reformların hayata geçirilmemesi durumunda daha derin ekonomik sorunların ortaya çıkabileceği ifade ediliyor.
IMF tarafından yayınlanan yeni raporda, 2023 yılında küresel kamu borcunun $89 trilyona fırlayacağı tahmininde bulunuluyor. Bu rakam, dünya gayri safi yurtiçi hasılasının (GSYİH) yaklaşık %98’ine denk geliyor. Borç seviyesinin bu denli yüksek olması, özellikle düşük ve orta gelirli ülkeler için büyük bir tehdit oluşturuyor. COVID-19 pandemisi döneminde uygulanmaya konulan ekonomik destek paketleri, çoğu ülkenin mali yapısını sarsarken, artan sosyal harcamalar ve azalan gelirler kamu borcunu daha da yükseltti.
IMF, ülkelerin bu durumu aşabilmesi için mali disiplin ve yapısal reformların hayata geçirilmesinin elzem olduğunu vurguluyor. Uzun vadeli ekonomik büyümeyi sağlamanın yanı sıra, borç sürdürülebilirliğinin artırılması gereği üzerinde de duruluyor. Bunun yanında, faiz oranlarının yükselmesi ile birlikte borç ödemelerinin daha da zorlaşacağı ve bazı ülkelerin iflas riski ile karşı karşıya kalabileceği belirtiliyor.
IMF, üye ülkelerin borç yükünü azaltabilmeleri için çeşitli önerilerde bulundu. Bu öneriler arasında, kamu harcamalarının gözden geçirilmesi, vergi tabanlarının genişletilmesi ve mali disiplinin sağlanması yer alıyor. Ayrıca, ülkelerin yatırım çekme kapasitelerini artırarak ekonomik büyümeyi desteklemeleri gerektiği ifade ediliyor. Bu bağlamda, özellikle dijitalleşme ve yeşil yatırımların ön plana çıkarılması gerektiği vurgulanıyor.
IMF Genel Müdürü Kristalina Georgieva, yaptığı açıklamada, "Küresel kamu borcunu yönetmek için cesur adımlar atılmalı. Ülkeler, borç sürdürülebilirliğini sağlamak adına kapsamlı mali reformlar gerçekleştirmeli" dedi. Georgieva, bu süreçte uluslararası iş birliğinin öneminin altını çizerken, yüksek borç seviyelerinin ekonomilere olan etkisinin göz ardı edilmemesi gerektiğini de ifade etti.
Küresel ekonomik unvanları olan ülkeler, IMF önerilerine kulak verirken, gelişmekte olan ülkelerin de bu yapısal dönüşümü gerçekleştirebilmesi için uluslararası destek almasının gerekliliği öne çıkıyor. Geçtiğimiz yıllarda bazı ülkelerde başlayan ekonomik krizlerin göz önüne alındığında, IMF’nin uyarıları daha da önem kazanıyor. Borç krizinin sadece bir ülkeyle sınırlı kalmayıp küresel ölçekte ekonomik sıkıntılara yol açabileceği endişesi, uluslararası kuruluşları harekete geçirmeye yetiyor.
Sonuç olarak, IMF’nin küresel kamu borcuna dair uyarıları ve önerileri, ekonomik istikrarı koruma çabası içinde. Ülkelerin bu uyarıları dikkate alarak adım atmaları, borç krizinin önüne geçmek için büyük bir fırsat olabilir. Toparlanma sürecinin sürdürülebilir olması, sadece devletlerin değil aynı zamanda uluslararası kuruluşların da iş birliği ile mümkündür. Bu noktada, IMF’nin araştırmaları ve önerileri, çözüme ulaşmada tüm ülkeler için kritik bir önem arz ediyor.