Marmara Bölgesi, coğrafi konumu nedeniyle Türkiye'nin en riskli deprem bölgelerinden biri olarak kabul ediliyor. Uzmanlar, bu bölgedeki büyük bir depremin kaçınılmaz olduğunu vurgularken, özellikle İstanbul'daki yapıların büyük bir tehlike altında olduğunu belirtiyorlar. Son yapılan değerlendirmeler sonucunda, bölgede yer alan 300 bin binanın olası bir Marmara depremine karşın risk taşıdığı ortaya çıktı.
Son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalar ve sismik ölçümler, Marmara Bölgesi’ndeki depremlerin sıklığında artış olduğuna işaret ediyor. Uzmanlar, İstanbul'un bu potansiyel tehlikeden en çok etkilenecek şehirlerden biri olacağını belirtiyor. 1999 İzmit Depremi'nin acı hatıralarının ardından, özellikle İstanbul'daki yapıların depreme dayanıklılığı konusunda yeterli önlemler alınmadığı ifade ediliyor. Türkiye'deki bina stoku büyük oranda eski ve deprem yönetmeliklerine uygun inşa edilmediği için olası bir depremde büyük can ve mal kaybının yaşanabileceği kaygıları yükseliyor.
Yapılan araştırmalara göre, riskli binaların büyük bir kısmı 1980 öncesi inşa edilen yapılardan oluşuyor. Bu nedenle, binaların dayanıklılığı sorgulanırken, Yapı Denetimi ve Deprem Yönetmeliği’nin etkilerinin gözden geçirilmesi gerektiği vurgulanıyor. Uzmanlar, bu binaların en kısa sürede güçlendirilmesi veya yıkılarak yerlerine daha dayanıklı yapılar inşa edilmesi gerektiğini belirtiyorlar. İstanbul Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi, depreme hazırlık kapsamında atılacak adımlar üzerinde çalışırken, vatandaşların da bilinçlendirilmesi büyük bir önem arz ediyor.
Sonuç olarak, Marmara Bölgesi'nin deprem riski her geçen gün artmakta ve özellikle İstanbul’daki 300 bin bina, bunun tehlikesini gözler önüne seriyor. Deprem öncesinde alınacak önlemler, can ve mal güvenliğini sağlamak adına hayati bir önem taşıyor. Herkesin bu konuda duyarlı olması ve yetkililerin harekete geçmesini sağlaması gerekiyor. Olası bir Marmara depremine karşı hazırlıklı olmak, hem bireyler hem de toplum için hayati öneme sahip bir durum olarak karşımıza çıkıyor. Tekrar ediliyor ki, tedbir almak her zaman sorumlulukların başında gelmektedir.